28 Aralık 2008 Pazar

aklıma gelmişken söyleyeyim;
gey, lezbiyen, transseksüel, biseksüel, engelli, psikolojik rahatsızlıkları bulunan, bu ülkede yaşayıp farklı dinlere inanan, farklı dilleri konuşan... kısacası toplum ve medya tarafından bize daima "azınlık" ve "öteki" olarak sunulan, işaretlenen herkesin...

insanca yaşama hakkına saygı!!!


 

herkesin kendine özel mutluluk tanımları vardır. ben genellikle başkalarınınkini dinler, anlamaya çalışırım. çok da başarılı olduğum söylenemez. genel bir mutsuzluk hali mi benimki?? bilemiyorum. çevremdekilere sormak lazım.
bu sabah uyandım. sonra ani bir kararla yapmam gereken tüm işleri, sorumluklarımı bir kenara bıraktım. (daha sonra bu davranışım yüzünden kendimle çok kavga edeceğimi bile bile...) hayatımda ilk defa elma çayı yaptım. odanın perdesini ardına kadar açtım. üstüme yeşil bir battaniye alıp pencerenin kenarındaki koltuğa kuruldum. boyum kısa, koltuk alçak. bulunduğum yerden sadece evlerin damlarını görebiliyorum. ama olsun, yine de yağan karı görmeme, şehri nasıl bembeyaz yaptığını idrak etmeme engel değil. elime dergi, yanıma çay, iki de keçiboynuzu aldım. kedilerim kucağıma zıpladı. pencereden dışarıya yağan kara bakarken, iki kediyle keçiboynuzlarımı paylaştım. mutluluk böyle birşey sanırım.

5 Aralık 2008 Cuma


soğuk kış gecesi diye birşey var... bir hırka, bir film, arzu edildiği kadar tarçın! missss!

4 Aralık 2008 Perşembe

dinlemeyi unutalı çok oldu....

iç sesimizi, karşımızdakinin söylediklerini... konuşmaya o kadar ihtiyacımız var ki dinlemeye vakit yok! üstelik "dinlemek" üzere  bir yerlere gittiğimizde bile. 
uzun zamandır dikkatimi çekiyordu. tiyatroda ışıklar karardığında, konserde orkestra sahnede yerleşirken, sinemada filmi izlerken bile konuşmadan duramıyoruz. bunlar ilk aklım agelen örnekler, üzerinde biraz daha düşünülse kimbilir neler bulunur? söyleyecek sözümüz bitmiyor. ben kendime geveze derdim, ünvanımı başkasına severek devredeceğim!

dün akşam p.sychedelic rock gecesi düzenleyen bir bara gittim. niyetim keyifle müzik dinleyip(!) bira içmekti. kaldı ki yaşadığım yerde bu tür müziğin çalınacağı bir geceye çok rağbet olmayacağını düşünüyordum. bar tenhadır, sakin kafa takılırım diye umuyordum. yanılmışım!
ortam diğer günlere oranla daha kalabalıktı. ancak herkes müzik dinlemek yerine o gürültüde bağırarak birbiriyle sohbet etmeye çalışıyordu. bir uğultu, keşmekeş.....
kısa bir süre p.ink f.loyd görüntüleri yansıttılar perdeye.  saati gelince  maçı yayınlamayı tercih ettiler. ama işin benim için ilginç olanı tarafı; bu kalabalık maç için de orada değildi. kimse dönüp de bakmadı maça. çok geçmedi klasik bar haline dönüldü zaten. günümüz şarkıları, ortada (hatta sandalye tepesinde) dans eden  tipler, giderek artan uğultu ve sigara dumanı....

bir p.sychedelic rock gecesinin sonuna daha geldik! 
bok edip size sunduk! afiyet olsun!

birşey değil insan bir w.hite r.abbit  çalar, ayıp!